5 Eylül 2017 Salı

OYUNCAKLI BİR KÜTÜPHANE Mİ? : SELİMİYE ÇOCUK KÜTÜPHANESİ

Çok ön yargılı bir düşünce midir bilemiyorum ama pek çok kişinin aklına kütüphane denince soğuk yapılı bir bina, kocaman raflar, istiflenmiş ve toz kokulu kitaplar, gözlüğünün üzerinden bakıp her an "şşşttt" diyerek sessiz olmanız yönünde telkinde bulunacak bir kütüphane görevlisi geliyordur sanırım.

Benim kütüphane ile tanışmam ilkokul sıralarındayken oldu. İlkokul öğretmenimiz bizleri okumaya teşvik eden, okuma yarışmaları düzenleyen, dakikada okuduğumuz kelime sayısına göre sınıfın en arkasındaki duvara el işi kağıdı ve kartondan yapılmış elma ağacındaki elmalarımızı pastel kırmızı boya ile kızartan ilgili bir öğretmendi. Sınıfta bir kitaplığımız vardı. O kitapları okuyup bitirdim. Arkadaşlarımızla aramızda değiş tokuş yaptık, o da yeterli olmadı. Bu sefer İl Halk Kütüphanesi'nin çocuk bölümüne başvurduk. Mütevazi bir Anadolu kenti olmasına rağmen, 90'lı yıllarda İl Halk Kütüphanesi'nin ayrıca bir çocuk kütüphanesi vardı bulunduğumuz şehirde. Kütüphane görevlisi de anımsadığım kadarı ile oldukça ilgili bir beydi. Kütüphaneye üye olmuştum. Elimdeki kitapları okuyup bitirdikçe annemle gider, seviyeme uygun kitapları 15 günlüğüne alır, kocaman bir poşete doldurup eve getirirdik. Kitaplara hiç zarar vermez, okuduğum kitapların ismini, sayfa sayısını ve yazarını hemen defterimin arkasına not ederdim (öğretmenimiz öyle öğretmişti, listeyi ona da gösterirdik). Yıl sonuna doğru okuyacak kitap kalmadı kütüphanede... Görevli "siz en iyisi İl Halk Kütüphanesi'ne gidin artık. Çok kalın olmayan, okuyabileceğin türdeki kitaplardan verir oradaki arkadaşlar" dedi bir gün. Hem sevindim, hem üzüldüm. Sevindim; demek ki çok okumuştum. Üzüldüm; çünkü o eski taş binayı, siyah renklerine ve her birinde DMO (Devlet Malzeme Ofisi) damgası olmasına rağmen küçük masa-sandalyeli bu ortamı seviyordum.

İl Halk Kütüphanesi'nden ne kadar kitap aldık hatırlamıyorum. Belki de ciddi gelmişti orası, yada kitaplar ilkokul 1. sınıf öğrencisine göre değildi, hiç bir fikrim yok. O yıllarda o kütüphaneye dair pek bir anı yok hafızamda.

Ben sanırım çok kitap açı bir çocuktum, çocukluğumun belki de en övülebilecek yanı buydu. Kırtasiye sahibi 2 arkadaşı vardı babamın, onlardan da ödünç kitap getirdiğini hatırlıyorum. Kitaplara hiç zarar vermezdim, temizce okurdum. Okurken sayfa izi çıkmasın diye bile azıcık aralar da okurdum hatta:) Çocuk saflığı işte... O amcaları da tebrik etmek lazım tabi, güvenip teslim ettikleri için...

Ortaokul ve liseyi Anadolu Lisesi'nde okudum. Kütüphanenin kullanımı bakımından maalesef çok yetersizdi. Kitap vardı aslında ama kütüphanenin kapısı kilitliydi. Sanırım 1 veya 2 kez ödünç kitap almışımdır:/ O yıllarda ablam Edebiyat Fakültesi'nde okuduğu için şanslıydım gerçi, Türk ve Dünya Klasikleri'nin pek çoğunu o sayede okumuşumdur:) Fen Lisesi Sınavı diye bir olay vardı, benimle aşağı yukarı aynı yaşlarda olanlar bilir. Türkçe derslerimizde öğretmenlerimiz de okumamız yönünde çok teşvik ederlerdi. Okuduğumuzu anlarsak, matematiği öyle çözebilir, anlam bilgisi ve paragraf sorularını öyle yanıtlayabilirdik çünkü. 2 haftada bir kitap özeti, konu, ana fikir, karakter tahlilleriyle ilgi rapor hazırlıyorduk dershanedeki Türkçe öğretmenimize. O dönem belki sınav için yapıyor gibi görünüyorduk ama meğer hayatta derdimizi anlama, anlatma ve kendimizi ifade edebilmenin alıştırmalarını yapıyormuşuz (konumuz çocuk kütüphanesi olduğu için daha sonraki dönemlerle ilgili kütüphane maceralarımı anlatıp yazıyı daha da uzatmak istemiyorum:)

Demem o ki, kitap-kütüphane-okuma gibi kavramlar benim hafızamda olumlu karşılıkları olan şeyler. Bu yönden gerçekten çok şanslıydım. İstiyorum ki bebeğim de şimdiden kitapları sevsin, onları arkadaş bilsin. (Bu yazımda bebeğimizin kitapla tanışma mevzusunu anlatmıştım). Büyüdükçe de araştırıp öğrenmeyi sevsin. Bu düşünce ile İstanbul'daki çocuk kütüphanelerini araştırdım. Bu süreçle paralel olarak ABD'de yaşayan ve bulundukları yere yakın bölgedeki çocuk kütüphanelerini blogunda paylaşan yabanelma 'nın fotoğraflarını görünce hevesim iyice arttı. Zira o fotoğraflardaki sanki bir kütüphane değil, bir oyun bahçesi! Her bir oyuncağı kendi başıma saatlerce oynayabilirim herhalde, o kadar güzel. Sesli kitapların bulunduğu bölümler, doğa, evcil hayvanlar, gezegenler, meslekler, hikayeler,... bin bir çeşit kitap. Harika mobilyalar... İştahım çok kabardı:) Henüz ülkemizde çocuk kütüphanelerinin çok büyük bölümü o kadar gelişmiş ve cazip değil fakat Kültür ve Turizm Bakanlığı'na bağlı Selimiye Çocuk Kütüphanesi bir nebze olsun kendini yenilemiş durumda. Bayramdan önceki cumartesi günü biz de ziyaret ettik. Ve şimdi nihayet başlığa konu olan mevzuya geçebilirim:)

Selimiye Çocuk Kütüphanesi Üsküdar'da, Selimiye Kışlası'nın hemen arkasında. Selimiye Camii ile bitişik. Tarihi, 2 katlı, ahşap merdivenli taş bir bina. Tarihi bir bina olması sebebi ile fotoğraf çekilmesine sıcak bakılmadığı için yayınlayabilecek fotoğraf çekemedim maalesef. Fakat kütüphane hakkında güzel bir yazı hazırlayan ve mekanın güzel fotoğraflarını paylaşan kutupanne.com sitesi yönetiminden izin alarak, kendilerinin bir fotoğrafını paylaşmak istedim. Kendilerine teşekkür ederim:) 


Benim asıl önemsediğim olay, okul öncesi yaş grubu için ayrılmış bir bölümün olması. Bu özellik, sınırlı sayıda çocuk kütüphanesinde mevcut çünkü. Hani diyoruz ya kitap=kütüphane=sessizlik. Okul öncesi bölümü bulunan kütüphanelerde bu durum değişiyor. İşin içine çocuk girince; ses, kahkaha, şamata ve hareketi de eklemek gerekiyor. Söz konusu kütüphanenin hemen giriş bölümü bu yaş grubuna ayrılmış. Çiçekli minik sandalyeler, onlara uygun minik masalar, boyama kitapları, renkli minderler, el kuklaları, ahşap yapbozlar, ahşap bultak oyuncaklar, oyun oynanabilecek ve çevresi renkli puflarla çevrelenmiş bir oyun alanı, bowling seti, eşleştirmeli hafıza kartları ve tabi ki raflarda yer alan cicili bicili kitaplar... Alışkın olduğumuz kütüphane tanımından biraz farklı, değil mi? :)

Üst katta okula giden yaş grubu için ayrılmış 2 bölüm var. Bizim asıl ilgi alanımız alt kattı haliyle:) Ama üst katı da gezdik. Uzay, araçlar, doğa, hayvanlar, keşifler ile ilgili kitaplar, hikaye ve roman tarzında yazınlar bulunuyor bir bölümde. Kartondan bir tren ve gemi de vardı. Tabi çocukların boyuna uygun masa ve sandalyeler...

Bir başka bölümde süreli yayınlar (dergiler) bulunuyordu. Çeşit çok fazla değil fakat hiç yoktan iyidir... İlginç bir nokta, Bakanlık Suriyeli ziyaretçilerin faydalanması için Arapça çocuk kitapları da göndermiş. Gerçi şu an için Suriyeli bir ziyaretçi de yokmuş ama... Belki olur... İngilizce kaynak kitap var mı diye sormak hiç aklıma gelmemiş bu arada:)

Kütüphanede sanıyorum bilgisayar oyunu oynama imkanı da oluyor. İnternet kullanımı da pek tabi...

Bizim miniko oyun alanında bowling oynamayı çok sevdi. Topu atıp, labutları devirdikçe kahkahalarla güldü:) Deviremeyince de "aa ooooo" diye şaşırıp, yine güldü:) Ahşap yapbozları, bultakları oynadı. Kitaplara da baktı, elledi. Ama aklı oyunda kaldı:)

Kütüphanenin Selimiye Cami'ne bitişik küçük bir bahçesi var. Ağacın koyu gölgesindeki banklar, nefes almak için oldukça güzel. Kütüphaneyle alakalı beğendiğim ve eleştireceğim bazı şeyler olacak. Öncelikle beğendiğim yönleri yazayım:

> Bir kamu kurumuna bağlı olmasına rağmen hafta sonları da hizmet veriyor olmaları çok güzel. (Cumartesi, pazar dahil çalışma saatleri 08:00-20:30 arası).

> O gün görevli olan hanım o kadar ilgiliydi ki... İçten ve samimi, kitapları seven bir kütüphane görevlisiyle tanışmak beni çok mutlu etti. Kısa ama tatlı bir muhabbet etme imkanımız da oldu.

> 0-6 yaş öncesi için bölüm bulundurmaları taktire şayan. Kültür ve Turizm Bakanlığı'na bağlı olarak bu içerikle hizmet veren sadece 3 adet çocuk kütüphanesi varmış şu an maalesef (diğer ikisi Ankara ve İzmir'de imiş).

> Bina tarihi olması sebebi ile insana daha da bir cazip geliyor. Üst kat daha çok güneş alıyor, aydınlık ve ferah.

Şimdi de (bana göre) geliştirilmesi gereken yönlerini paylaşmak istiyorum.

>> Kitapların ve süreli yayınların çeşitliği artırılmalı kanaatindeyim. Dediğim gibi, zamanımızın çoğunu anaokulu öncesi yaş grubuna ayrılan bölümde geçirdik. Daha büyük yaş grupları için kitap çeşitliliği yeterlidir belki, bilemiyorum ama bizim baktığımız bölümdeki çeşitlilik oldukça az geldi bize. Elimizde emsali olan kitaplardı çoğu. O sebeple bizim minnoşa oyun daha cazip geldi. Yoksa D&R'ye falan gittiğimizde kıyameti koparıyor çocuk kitapları bölümünden çıktığımızda. Hareketli kitaplar, dokun-hisset türündeki duyusal kitaplar bebeklerin çok ilgisini çekiyor.

>> Kitap çeşitliliği konusundaki düşüncelerimi görevli hanımla paylaştım. Satın alınmasını istediğimiz kitaplar için talepte bulunabilir miyiz diye sordum ve olumlu yanıt aldım. Beğendiğim bir kaç seriyi ve yayınevini belirttim, o da not aldı sağolsun. Ama satın alma ve tedarik süreci oldukça uzun sürecek tabi. Bir kamu kurumunun malzeme almak için ihaleye çıkması, sürecin tamamlanması... oldukça uzun bir zaman dilimini kapsayacaktır.

>> Oyun alanı, oyuncaklar ve kitapların biraz daha hijyenik olmasını beklerdim. Söz konusu çocuklar olunca temiz tutmak zordur, anlıyorum. Amma ve lakin temiz olması da bir gerekliliktir.

>> Görevli hanım, okulların tatil döneminde olmasından ötürü kütüphanenin nispeten sakin olduğunu belirtti. Bana göre, durum tam tersi olmalı aslında. Çocukların boş (?) olan vakitlerinde kütüphaneye gelmesi ne kadar güzel. Tabi bunun için o mekanların cazip halde olması lazım. Belki de aktiviteler düzenleyip, duyurular yapılması lazım?

Kütüphanelerin artık döneme ayak uydurup, kendilerini yenilemeleri gerekiyor kanaatindeyim. Bilhassa halkın ilk etapta ziyarete edebileceği nitelikte olan, İl Halk Kütüphaneleri ve belediyelere bağlı kütüphanelerin. Çünkü o binalar, o kitaplar ücretsiz birer bilgi kaynağı. İnsanların etkileşimde bulunup, fikir alışverişi yapabilecekleri sosyal ve yaşayan mekanlar. Bir kıpırdanma, çeşitli aktiviteler düzenleme dalgası var. Taktir ediyorum (kutupanne.com sitesi bu konuda fikir verebilir).



Selimiye Çocuk Kütüphanesi ile ilgili olarak bu videoyu izleyebilirsiniz. Fotoğraf ve istatistiki bir takım bilgi için de kutupanne.com sitesini ziyaret edebilirsiniz.

Sırada İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ne bağlı Nasreddin Hoca Çocuk Kütüphanesi var tarafımızca ziyaret edilecek olan. Bakalım oraya yolumuz ne zaman düşer. Düşünce sizin de haberiniz olur mutlaka;)

Beni Instagram'da @birdunyafikir hesabından takip edebilirsiniz...

1 yorum:

Adsız dedi ki...
Bu yorum bir blog yöneticisi tarafından silindi.