31 Ekim 2013 Perşembe

ÇARPI İŞİ (ÖRDEK)

Ben çocukken annem çeyizimiz için kaneviçeli yastık, çarşaf hazırlardı.
Ben de ona özenip etaminin üzerine ne şekil çıkarmaya hizmet ettiği belli olmayan çarpılar yapardım:)
Yaşım küçük olmasına rağmen bu çarpı yapma meselesini sevdiğimi hatırlıyorum.
Bu aralar da hobi mağazalarında yada tuhafiyelerde hazır şablonlu ve tüm malzemeleri içinde (iğne, iplik, etamin ve hatta çerçeve dahil) setler bulmam mümkün.
İzindeyken bu setlerden bir tane aldım.
Aldığım yerde seçenek azdı.
Bir de şablondaki renklerle setin içinden çıkan iplik renkleri farklıydı.
Etamin çerçeveye sabitlenirken de biraz kastırılmış (sağ orta tarafta biraz belli oluyor fotoğrafta)
İşlemenin bir kısmını ben bir kısmını da eşim yaptı:)

İlk denemem olduğu için basit bir model denemeyi tercih ettim (her ne kadar hepsini işlemek bana nasip olmasa da:)
Bu türde bir modeli 10 yaşındaki yeğenim de işliyor:)
Bu sebeple son kararım; çarpı işi zevkli bir uğraş ve detaylı modelleri işlemeye değer.
Hem zihin jimnastiği de yaptırıyor insana...
Modelde kısmen değişiklik yaptık, ama fena da olmadı.


Bu seti 5 liraya aldım.
Ama Eminönü'nde daha ucuza bulabileceğimi tahmin ediyorum.
Büyük ve detaylı modellerin fiyatları da 70  Turkish lira symbol 8x10px.png'ye kadar varıyormuş.

30 Ekim 2013 Çarşamba

KEKİKLİ KAŞARLI EKMEK

Geçen gün bir restorantta tesadüfen yediğim bir lezzetli kekikli kaşarlı pide (Pideden kastım, ramazan ayındaki pidelerin daha küçük hali. Yuvarlak pide yani).
Tadını çok beğendim.
Zaten oldukça kolay bir tarif.
Ama önceden nedense hiç aklıma gelmemiş yapmak:)
Malzemeler her evde olabilecek şeyler:
-Kaşar
- Kekik
- Ekmek
- Tereyağı

Hemen anlatıma geçeyim:

Kaşarı rendeleyip üzerine kekik ekliyoruz ve güzelce karıştırıyoruz (aslında kırmızı pul biber de çok güzel olabilirdi ama sanırım uykum daha pek açılmadığı için bu noktayı düşünemedim.)


Kekik eklediğimiz kaşarı, dilimleniş ekmeklerin üzerine yerleştiriyoruz ve üzerlerine küçük parçalar halinde tereyağı koyuyoruz (ben tam buğday ekmeği kullandım).
Önceden 180 derecede ısıttığım fırına verdim.


Göz kararı, üzerleri kızarınca fırından çıkardım.


Kahvaltılık, kolay bir tarif.

13 Ekim 2013 Pazar

AĞARTMALI PATLICAN-BİBER TURŞUSU

Kurban bayramında etin yanında yenebilecek bir turşu tarifi denedim.
Annemler çok güzel yapar bu turşuyu.
Benim ilk denememdi, yine de fena olmadı:)

Malzemeler:

- 4 patlıcan
- 6 biber
- 5 diş sarımsak
- Zeytinyağı
- Tuz
- 4 limon

(Malzemeler kişi sayısı ve damak tadına göre değişiklik gösterebilir elbette...)

İlk olarak patlıcanları alacalı olarak kesip, kesme tahtası üzerinde 2 parmak kalınlığında küçük parçalara ayırdım.


Akabinde ve detayında, biberleri ortadan ikiye bölüp, çekirdeklerini çıkardım. 4 eşit parçaya böldüm.


Bir yandan da biber ve patlıcanları haşlamak için su kaynattım.

İlk olarak biberleri haşladım çünkü patlıcan haşlandığı zaman suya acılığını bırakıyor.
Ayrıca ilk olarak patlıcanı haşlarsak, patlıcanın suya geçen mor rengi yeşil biberleri morartabilir diye düşünüyorum.

Haşlama işlemi devam ederken ağartma dediğimiz usulle dövülmüş  sarımsağı ve zeytinyağını yavaş yavaş birbirine yedirdim.


Haşlama işlemi bitince biber ve patlıcanları genişçe bir kaba aldım.
Ağartmayı ve limon suyunu güzelce karıştırıp, haşlanmış sebzelerin üzerine döktüm.
Lezzetlerin birbirine iyice geçmesi için hepsini karıştırdım ve kabın ağzını kapatarak bir müddet beklettim.


Daha sonra üzerine su koydum (Her şey yolunda giderken su koyma işleminde bir aksilik oldu, su biraz fazla kaçtı).
Normalde turşu daha kıvamlı olmalı, su miktarı biraz fazla oldu benimkinde...


Buzdolabında bir müddet beklettikten sonra yemeye hazır.

11 Ekim 2013 Cuma

EMEKSENSİN SİTESİNDE İLK EL EMEĞİ ÜRÜN SATIŞIM

Emeksensin sitesini duymuşsunuzdur diye tahmin ediyorum.
Sitede satılan ürünlerin tamamı el ürünü.
Bir ara hobi işlerinde kullanılabilecek bazı malzemelerin de satışı yapılıyordu, şu an devam ediyor mu bilmiyorum.

Gelelim sadede.
Keçe ile yaptığım bazı ürünleri ben de bu siteye eklemiş ve satışa sunmuştum.
Diğer ürünlerim de şöyle.
Geçen gün Mersin'den Candan Hanım burada paylaştığım keçe saksı süslerinden sipariş etmiş.
Elimdekiler eşe dosta hediye ederken tükendiği için, aynılarından tekrar hazırladım.


Sapları ahşaptan olduğu için ve  kargo ile katedecekleri mesafe uzun olduğu için kırılmaması amacı ile etrafını elyaf ile sarıp uçlarını pembe kurdele ile fiyonladım.

Şeker gibi oldu:)


Kargom sağ salim Mersin'e ulaşmış.

Candan Hanım'ın güzel günlerde kullanmasını dilerim...


10 Ekim 2013 Perşembe

PANCAR TURŞUSU (SARIMSAK, LİMON VE ZEYTİNYAĞI MUHTEŞEM ÜÇLÜSÜYLE...)

Pancar turşusuna bayılırım.
Harika bir rengi var.
Aslında bizim yaptığımız pancar turşusu ile internetteki tarifler ve markette satılanlar arasında fark var.
Ben bizim yaptığımız tarifi daha çok beğeniyorum (İnsanları akıl satılan bir pazara göndermişler, herkes kendi aklını alıp dönmüş. Benim ki de o misal:)

Şöyle yaptım:

8-9 adet pancarı güzelce yıkayıp bakır tencereme aldım ve güzelce haşladım.


Haşlama esnasında pancarın o kıpkırmızı rengi suya geçiyor.

Pancarlar biraz yumuşayınca ocağın altını kapattım.
Pancarların kabuğunu kesme tahtası üzerinde çatal ve bıçak yardımıyla sıyırdım (Sıcakken daha rahat soyulacağını düşündüğüm için ve elimle kaynamış pancarı tutabilecek kadar cengaver olmadığım için çatal-bıçak ikilisi işimi kolaylaştırdı).
Kabuklarını soyduğum patlıcanları küpler halinde kestim, genişçe bir kaba aldım (çünkü haşlama suyunu üstüne ilave edeceğiz).


Tuzla dövdüğüm sarımsağı ve zeytinyağını tezgaha aldım.


Dövülmüş sarımsak ve zeytinyağını "ağartma" adı verilen yöntemle birbirine yedirdim.
"Ağartma" yönteminde zeytinyağı dövülmüş sarımsağa yavaş yavaş ilave edilerek yedirilir.
4 limonu da güzelce sıktım.


Zeytinyağıyla iyice karışan sarımsağa limon suyunu da ilave ettim ve pancarların üzerine döküp hepsini bir güzel karıştırdım.
Karışımın üzerine de haşlama suyunu ekledim.


Buzdolabımda bir iki gün bekleyince sarımsak ve limonun tadı güzelce içine işliyor.

İlk denememdi, inşallah güzel olur:)

Küçük bir not eklemekte fayda var, pancar sıçradığı yerde feci şekilde renk bırakır.
Bu nedenle çalışırken dikkat etmek en güzeli...

7 Ekim 2013 Pazartesi

EVLİLİK HAZIRLIĞINDAKİ ÇİFTLER İÇİN EVLİLİK PLANLAMA LİSTESİ

Bu yazımda Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığının düzenlemiş olduğu Aile Eğitim Programı Eğitici Eğitimi'ne katıldığımı, programın amacını ve hedef kitlesini kısaca özetlemiştim.

Bu eğitimler esnasında bizlere pek çok eğitim kitabı verildi.
Bu kitaplar AEP'in sitesinde de Eğitim İçerikleri başlığı altında pdf olarak bulunuyor, herkesin kullanımına da açık.

Kitapları ben de yavaş yavaş okumaya başladım.
Kitaplarda yer alan, gündelik hayat içerisindeki tutum ve davranışlar üzerine bireysel olarak yada aile fertleri ile beraber düşünebilecek ve fikir jimnastiği yapılabilecek etkinlikler ve sorular yer alıyor.

Bunları zaman zaman blogumda paylaşmayı düşünüyorum.
Aşağıda verilen sorular Evlilik ve Aile Hayatı Modülünde yer alan kitapta (sayfa 23 ve 24) bulunuyor. Kitabın tamamına buradan ulaşabilirsiniz.

Toplum olarak kervan yolda düzülür mantığı ile hareket ettiğimiz pek çok nokta mevcut.
Evlilik için de durum biraz böyle aslında.
Flört yada nişanlılık döneminde çiftler birbirlerinin bazı yönlerini görmezden gelebiliyor, farkedemeyebiliyor yada evlendikten sonra düzeleceğine inanıyor.
Bu problemleri bir nebze olsun ortadan kaldırabilmek için, aile hayatının temel konuları hakkında ileride müstakbel eşiniz olmaya namzet kişi ile benzer şekilde mi düşünüyorsunuz?

Bu konu ile ilgili kısa sorulardan oluşan bir liste paylaşacağım sizinle.
Soruları partnerinizle cevaplamanız uygun olacaktır.

1) Evlenince hangi şehirde yaşayacaksınız?
..............................................................

2) Evin geçimini kim sağlayacak?
Ben
Eşim
İkimiz

3) Evlendikten sonraki işiniz ne olacak ve ne kadar vaktinizi alacak?
Sizin işiniz 
Haftada kaç saat, kaç gün? .......
Eşinizin işi 
Haftada kaç saat, kaç gün? .......

4) Aylık geliriniz ne kadar olacak?
Sizin geliriniz ..........................
Eşinizin geliriniz ......................

5) Boş zamanlarınızda ne yapacaksınız?
Siz .....................................................
Eşiniz .................................................
Beraber .............................................

6) İşiniz eşinizle birlikte geçireceğiniz zamanı nasıl ve ne kadar etkileyecek? Kısaca yazın.
........................................................................................................................
........................................................................................................................

7) Çocuk sahibi olmaya dair istek ve düşünceleriniz nelerdir?
........................................................................................................................
........................................................................................................................

8) Ev işlerini nasıl paylaşacaksınız, kim neyi yapacak?

                                                             Ben                      Eşim                   İkimiz

Çamaşır
Günlük ev düzenlemeleri
Yemek
Tamirat
Bulaşık
Ütü
Temizlik
Toz alma
Günlük alışveriş
Fatura yatırma
Çocuk bakımı

9) Aşağıdaki harcamalardan kim sorumlu olacak?

                                                           Ben                      Eşim                   İkimiz
Gıda
Ev kirası
Elektrik
Su 
Isınma
Sağlık/Doktor
Giyim
İletişim (Telefonlar, İnternet)
Ulaşım
Eğlence
Tatil
Vergiler

10) Ailelerinizle ilişkileriniz nasıl olacak?
........................................................................................................................
........................................................................................................................


* Fotoğraf internetten alınmıştır.

5 Ekim 2013 Cumartesi

GÜL ŞEKİLLİ MİLFÖY

Milföy hamurunu sevdiğimi burada da yazmıştım.

İnternette epeyce zaman önce okuduğum bir tarifti gül şekilli salamlı milföy.
Hafta sonu deneyeyim dedim.

Yapımı gayet kolay (ben de ancak böyle tarifleri beceriyorum zaten:)

Malzemeler şöyle (salamların yanındaki kaşar fazlalık, kullanmadım):


3 parçaya böldüğüm milföylerin içine, ortadan ikiye kestiğim salamları koydum (bazı tariflerde birkaç yarım salam koyulduğunu gördüm ama ben böyle yapmayı tercih ettim).


Sonra rulo şeklinde sardım.


Tepsiye dizip, üzerine yumurtanın sarısını sürdüm.


Önceden 180 derecedeki fırına koydum.

Fırından çıkınca da, "oh mis!" afiyetle yedik:)


3 Ekim 2013 Perşembe

İSTANBUL'UN 100 DEYİMİ

Yazar: Çilem TERCÜMAN
Yayınevi: İBB Kültür A.Ş. Yayınları


Günlük hayatta kullandığımız deyimlerin ve atasözlerinin kaynaklarını merak ederim.
Bu tarz söyleyişler konuşmayı canlı tutuyor, konuşmaya bir zenginlik katıyor  bence.
Bu kitapta da kimisini gündelik hayatta halen kullandığımız, kimisi de biraz eskilerde kalmış olan deyimlerin hikayeleri anlatılıyor.
İskender Pala'nın İki Dirhem Bir Çekirdek isimli kitabıyla benzer aslında.
Onu da okuduğumda çok beğenmiştim.

Hikayesi anlatılan deyimlerden bazıları şunlar;
- Gözden sürmeyi çekmek (Görme organımız olan gözle hiç bir ilgisi yokmuş bu deyimdeki sözün. Eskiden gemilerin bekletildiği alanlarda olan bir yermiş "göz". Sürme de kalın odun parçalarıymış...)
- Vermeyince Mabud neylesin Mahmut (Sözü geçen Mahmut, Sultan II. Mahmut. Hikayenin başkahramanı ise Tıkandı Baba)
- Sürre devesi gibi süslenmek (Gereğinden fazla takıp takıştıran kadınlar için kullanılan bir deyim. Padişahın Mekke ve Medine'ye hediyeler gönderdiği sürre alayındaki en gösterişli ve süslü deveye ithafen kullanılan bir söz dizisi)

Bunun gibi 100 deyimin hikayesi anlatılıyor.
Kitap çok seri ilerliyor. Deyimlerin anlatımları çoğu kez sayfasının yarısı kadar.
Sayfaların arka fonunda eski İstanbul kartpostalları ve dönemin ressamları tarafından resmedilmiş kareler yer alıyor.
Kafa dağıtırken bilgi de edindiren eğlencelik bir kitap.

* Fotoğraf http://www.istanbulkitapcisi.com adresinden alınmıştır.

1 Ekim 2013 Salı

AİLE EĞİTİM PROGRAMINDA EĞİTİMCİ OLMAK

Geçtiğimiz hafta (23-27 Eylül) tarihleri arasında Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı'nın çalıştığım kurum olan İstanbul Büyükşehir Belediyesi ile imzalamış olduğu prokol kapsamında Aile Eğitim Programı (AEP) eğitici eğitimi programına katıldım. 

Projenin ilerleyen aşamalarında konu ile ilgili olarak televizyonlarda kamu spotları da dönmeye başlayacak ve tanınması artacak...



Blogumda bu konu hakkında bir bölüm açtım.
Zaman içerisinde konu ile ilgili paylaşımlarda bulunmayı planlıyorum.

Nedir bu Aile Eğitim Programı (AEP)?

* Başbakanlık Aile ve Sosyal Araştırmalar Genel Müdürlüğü 2009 yılında "Aile Eğitim İhtiyaç Analizi Projesi"ni gündeme getirmiş.

* Bu amaçla 7000'i aşkın kişi ile görüşmeler yapılarak, ailelerin temel bilgi ihtiyaçlarının hangi alanlarda olduğu tespit edilmiş. Çalışma sonucunda 5 alan belirlenmiş. Bunlar;
- Aile İçi İletişim
- Sağlık
- İktisat
- Hukuk
- Medya

* 2010 yılında projenin materyalleri geliştirilmeye başlanmış. Bu aşamada Türkiye'nin farklı bölgelerinden 153 uzman, 73 kurum ve kuruluşun katkısı olmuş.

Geliştirilen materyaller arasında eğitimcilerin kullanacakları kitaplar, katılımcılara uygulayabilecekleri anketler, powerpoint sunumları, sunumlarda kullanılabilecek el notları yer alıyor.

(hazırlanan kitaplardan bir örnek)

Projenin amacı ne?

Programın temel yaklaşımı önleyicilik, bilgilendiricilik ve eğiticilik yönü ön planda olan aile [yaşamı] eğitimi olarak tanımlanmış. Yani  AEP sorun çözücü, tedavi edici veya kriz odaklı değil, bilgilendirici bir yetişkin program. 

Eğitim sürecim nasıl gelişti ve sonuçta ne olacak?

4 gün süre ile eğitim alıp, son gün sınava tabi tutulduk.
Baraj puanı geçtiğimiz ve eğitimlere katıldığımız için Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) onaylı sertifikalarımızı alıp eğitimci olacağız.

Eğitimlerimiz esnasında, program çerçevesinde hazırlanmış olan kitapların tanıtımları ve hazırlanan materyallerin nasıl kullanılacağı bizlere anlatıldı.

Hazırlanan materyaller oldukça kısa, öz gündelik hayata dair önemli püf noktalarını içeriyor.

Benim en çok beğendiğim kısımlar sunumlar esnasında dikkat toplamaya yönelik yapılan çalışmalardı.
Hepimiz bir yerlerde sunumlara yada eğitimlere katılmış ve dakikalar boyu anlatılan şeyleri dinlemeye çalışmışızdır.
İster istemez bir yerden sonra dikkat dağılıyor.
Fiziken o alanda olsanız bile ruhunuz uzak diyarlara uçup gidiyor.
Bu meseleyi çözmek için neler yapabiliriz sorusunun cevabını bulmuş hissediyorum şu anda kendimi.

Ben bir AEP eğiticisi olduğumda ne yapacağım peki?

Uzmanlık alanıma giren ve materyalleri hazırlanmış olan konular hakkında gruplara eğitim verebileceğim.
Eğitim içeriği ağırlıklı olarak sosyal bilimler ile ilgili.
Mühendis olduğum için bana en uygun alan İktisat (bilhassa enerji tasarrufu üst başlığı).
Eğitimlerin düzenleneceği alanlar esnek; halk eğitim merkezleri, belediyeler ait kültür merkezleri, dernek yada vakıf salonları,... gibi.

AEP'in hedef kitlesinde kimler var?

Farklı ihtiyaç gruplarına göre eğitim paketleri hazırlanmış. Bunlar;

- Evli ve Çocuklu Aileler İçin Eğitim Paketi
- Evli ve Çocuksuz Aileler İçin Eğitim Paketi
- Evlilik Hazırlığı Yapan Bireyler İçin Eğitim Paketi
- Evli ve Çocukları Evden Ayrılmış Aileler İçin Eğitim Paketi
- Tek Ebeveynli Aileler İçin Eğitim Paketi
- Yetişkin Bekârlar İçin Eğitim Paketi
- Ebeveynlik Odaklı Eğitim Paketi
- Çift İlişkisi Odaklı Eğitim Paketi
- Temel Beceriler Eğitim Paketi

Detaylı bilgi için www.aep.gov.tr adresini ziyaret edebilir, hazırlanmış olan kitapları inceleyebilirsiniz.

Konu ile ilgili sorularınız olursa bilgim dahilinde severek yanıtlamaya çalışacağım.